HAYALLER DİYARI ✽ KELİME OYUNU 3*

 

Herkese merhaba! Bu haftanın yeni kelimeleri: dilek, zambak, özgürlük, hayal ve diyar. İnsana okuduğu zaman iyi hisler veren, bir yolculuk vadeden kelimeler bunlar. Bu kelimeleri de bu hafta Kendi Dünyasında seçmiş. Bloguna buradan ulaşabilirsiniz: Kendi Dünyasında tıktık


Ben bu müziği dinleyerek yazdım, siz de dilerseniz bununla okuyabilirsiniz: The Cinematic Orchestra - Arrival of The Birds & Transformation




KELİMELER: DİLEK, ZAMBAK, ÖZGÜRLÜK, HAYAL, DİYAR



HAYALLER DİYARI


Kimselerin umursamadığı bir tarihte, pek de önemi olmayan bir saatte mavi kanatlarının üzerinde siyah benekler olan çok güzel bir kelebek çeşit çeşit çiçeğin arasında uzaklara gitmek üzere kanat çırpıyordu. Bu kelebek kozasından çıkalı birkaç gün anca olmuştu fakat hırslı kelebek çabucak uçmayı öğrenmiş, hatta diğer kelebeklerle kaynaşmıştı. Şimdiyse diğer kelebeklerden öğrendiği kimsenin bulamadığı o diyarı arıyordu sonsuz gökyüzünün altında. Şöyle konuşuyordu diğer kelebekler aralarında bu diyar hakkında: “Kanatların asla düşmediği, sonsuzluğun vadedildiği, hiçbir kelebeğin daha önce ulaşmadığı bir diyar.” İşte küçük mavi kelebeğin tek dileği oluvermişti o andan sonra bu bahsedilen Hayaller Diyarı. Hızlıca kelebeklerden uzaklaşmış, bahsedilen yere doğru uçmaya başlamıştı. O yer hakkında bilinen hiçbir şey yoktu, sadece çok farklı bir hissiyat olacağı söyleniyordu, eğer ki bir kelebek kendi Hayaller Diyarı’na ulaşırsa bunu anlayacaktı.

Küçük mavi kelebek papatyalar ve güller arasında kanatlarını daha da hızlı çırptı. Tam o anda elinde cam kavanozuyla ona yaklaşan insanı fark edemedi kelebek. Fark ettiğindeyse çok geç olmuş, çoktan hapsedilmişti. Onu hapseden insan, evine gitti ve cam kavanozu mutfağındaki bir köşeye umursamazca bırakıverdi. Kelebekse hala daha ne olduğunu anlamayarak camın onu hapsettiği alanda ufak bir daire çizerek uçuyordu.

Küçük mavi kelebek sonunda anladı hapsedildiğini, belki de Hayaller Diyarı’na gitme dileği burada son bulacaktı ama kelebek pes edemezdi. Onca kanat çırpma bir yok oluş, tutsaklık için olmamalıydı. Küçük mavi kanatlarını gerdi ve kavanozun kapağına doğru atıldı. Kendini camdan cama vuruyor, sonra yere düşüp pes etmeyip tekrar kapağa doğru uçuyordu. Bunun fayda etmeyeceği ortadaydı fakat kelebek savaşmadan ölmeyi hiç düşünmüyordu, eğer cam kavanoza karşı yenilecekse de bu onun için kötü bir son olmayacaktı.

Sonunda kelebeğin kanatları yırtıldı, ufacık bedeni kanlar içinde kaldı. Umutsuzca kendini kavanozun dibine bıraktı. Güzelim mavi kanatları mahvolmuştu, vücuduysa acıdan kendini taşıyamayacak bir vaziyetteydi. Soluk alışverişleri yavaşladı küçük kelebeğin. Şöyle düşünüyordu: “Keşke bu kocaman hapishaneden kurtulmanın bir yolu olsaydı."

Kelebek umutsuzca kavanozun dibindeyken evin yaramaz sarı köpeği hızlıca mutfağa girdi. Köpek hızlıca cam kavanoza atıldı ve kavanoz yere düşerek paramparça oldu. Kan revan içindeki çirkin mavi kanatlarıyla kelebekse son gücüyle açık pencereye uçtu. Her yeri paramparçaydı, belki de bu halde uçmak onun için imkansızdı fakat başarmıştı.

Kelebek kendini pencereden dışarıya attı ve nereye gittiğini önemsemeden yalnızca uçtu, küçük kalbi hızlıca atarken en büyük korkusu zalim insanın onu yeniden bulmasıydı. Kah yere düşüp başaramayacağına inanarak kah gökyüzüne doğru süzülerek sonunda güzel bir bahçeye ulaştı. Bu bahçede bembeyaz zambaklar vardı ve kelebeğin rüyalarında bile göremeyeceği kadar güzeldi. Kelebek küçük kanlı bedeniyle bir zambağın üstüne kondu, beyaz zambak kırmızıya boyandı. Kelebek mahvolmuş kanatlarını yavaşça topladı ve yavaşça gülümsemeye başladı. Küçük bedeni kanlar içindeydi, kanatları mahvolmuştu fakat o hiç olmadığı kadar mutluydu çünkü ulaşmıştı dileğine.

Kelebek artık Hayaller Diyarı’nın ne olduğunu biliyordu. O cam kavanozun içindeyken istediği tek şey tutsaklıktan kurtulmaktı.

Aslında Hayaller Diyarı, özgürlüktü. Kanatların asla düşmediği, sonsuzluğun vadedildiği, hiçbir kelebeğin daha önce ulaşmadığı bir diyar; özgürlükten ibaretti. Çirkin, yırtık, mavi kanatları olan kelebek sonunda bulmuştu o tek dileği olan Hayaller Diyarı’nı.

 



 Okuduğunuz için çok teşekkür ederim, pek emin olamayarak yazdığım bir yazı oldu. Umarım beğenmişsinizdir.

Not: Kelebeği sonda öldürmeyi düşünüyordum fakat babam buna izin vermedi. Ona kurguyu anlattığımda "gerçek hayatta zaten yeterince hayvan ölüyor bırak kurguda bari hayatta kalsınlar" dedi. Ona buradan teşekkür ederim, kelebeği öldürmeme izin vermediği için. <3


Umarım bir gün biz de kendi Hayaller Diyarımızı bulabiliriz.


Sevgiyle kalın,

-Roza



Yorumlar

  1. Eline sağlık:) Bu haftanın kelimeleriyle okuduğum üçüncü masalsı öykü bu. Daha doğrusu sanatsal masal deniliyor bu türe. Verdiği mesaj açık, özgürlük. Babanızın önerisi yerinde olmuş, zira mesaj zarar görürdü aksi durumda:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler<3 Ben de babamın önerisine uyduğum için mutlu hissediyorum. :)

      Sil
  2. Ahahha çok eğlenceli buu ama ben yapamam yaa emin olmadım deneyim Bi olursa yayınlarım 🤣🤣

    YanıtlaSil
  3. Ahahha çok eğlenceli buu ama ben yapamam yaa emin olmadım deneyim Bi olursa yayınlarım 🤣🤣

    YanıtlaSil
  4. heyooooo genç eliiit hihihi yarın gelcam okumayaaa şimdi yorumlara koyayım da linkisini :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel olmuş , ellerine emeğine kalemine sağlık :) ne güzel anlatmışsın ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. <3

      Sil
  6. Mutlu sonlar en bi güzeli:) Kelebeklere takıntılı biri olarak babanızı iyi ki dinlemişsiniz diyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ufak hikayeye bence de bu son yakıştı. <3 İyi ki dinlemişim.

      Sil
  7. Ah ah...
    Çocukluğum geldi aklıma.
    Bizde yapardık bu işi:(
    Hemde kavanozsuz çıplak ellerle. Zaten hassas olan o kanatlar o an zarar görürdü bile...
    Mutlu olsun o güzel mavi kelebek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umutla uçuyordur umarım o mavi kelebek. <3 Çocukken maalesef çoğumuz yapmışızdır.

      Sil
  8. Merhaba , sayfanızı yeni takibe aldım . Bende benim dünyama beklerşm . Sevgiler . https://superguclubekaranne.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  9. Neyse ki yaramaz sarı köpek var. Kelebek ölseydi çok üzülürdüm.ince ince dokumuşsun, yarattığın dünyayı çok sevdim:)

    YanıtlaSil
  10. Ne guzel bir hikaye olmus boyle. Kelimeler secilip boyle eserler ortaya cikardiginizi bilmiyordum bundan sonra takipteyim.

    YanıtlaSil
  11. bak son yazımda adın geçiyoooo :)

    YanıtlaSil
  12. Çok güzel olmuş çok sevdim gerçekten.Kelebeklerin kendi aralarında o bahsedişleri hoş olmuş. Kaleminize sağlık :) İlk kısımda içimden dedim ki ''o kelebek benim sanki'' :)) O diyarı bulmasına da ayrıca sevindim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülümsettiniz beni, beğenmenize çoook sevindim. :) Belki de hepimizin içinde bir yerlerde o kelebek vardır kim bilir <3

      Sil
  13. En büyük alkışı babanız hak ediyor sanırım. Şaka bir yana hayvanların acımasızca katledildiği bir dünyada doğru olan da bu. Yaramaz köpeğin olaya müdahil oluşu biraz daha kurgulansa daha iyi olabilirdi.
    Yüreğinize sağlık. 🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkür ederim. Keşke hayvanların acı çekmeyeceği yeni bir dünya kursabilsek. :) Köpeğin olaya dahil oluşunu sonradan yazdığım için biraz hızlı oldu maalesef. <3

      Sil
  14. Çoook ama çok teşekkür ederim. Kelimelerin ve bu yorumun benim için çok kıymetli, hatta aldım bu güzel yorumunu kendi mutluluk kavanozuma ekledim. :) Özellikle senin yazılarını çok beğeniyorum ve senden de bunları duymak iyi hissettirdi. Ben de tesadüfen keşfettim bu müziği, umarım güzel anlarda sana eşlik eder. <3

    YanıtlaSil
  15. ah ilk öykün gibi bu da yine çok iyi, temiz yürekli, iyimser, olumlu, şirin bir öykü, aferin kelebeğeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çook teşekkür ederim. Bol bol kalp yolluyorum. <3

      Sil
  16. Okuması biraz hüzün ama bir o kadar da keyif veren bir öykü. Çok beğendim. Ve babanı dinlediğin için BİNLERCE teşekkürler :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için çok teşekkürler, bunu babama ileteceğimm :)

      Sil
  17. Çok güzel bir kurgu ve müzikle uyumu da başarılı. Kelebeğin ölmediğine ben de çok sevindim.

    YanıtlaSil
  18. Babana teşekkür etmek gerek. :)
    Sonu çok güzel bağlamışsın eline sağlık. :)

    YanıtlaSil
  19. Merhaba

    Merhaba

    Bloggerlar olarak Telegram grubunda buluştuk, yazılarımızı ordan paylaşıyoruz, daha fazla kişiye ulaşıyoruz. Telegramda kimseye numaranızı vermiyorsunuz zaten google plus grupları gibi düşünün. Grubun adı Blogger Türkiye. Eğer katılırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, şu sıralar çok doluyum fakat beni de haberdar ettiğiniz için çok teşekkür ederim. <3

      Sil
  20. ah hikaye için zaten duygulanmıştım en sonda da babanın söylediği cümle hikaye kadar duygulu olmuş bence çok çok güzel yazmışsın ve özgürlüğün o hep aradığı hayaller diyarı olması harika bir düşünce olmuş yüreğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoook teşekkür ederim güzel yorumunuz için. <33

      Sil
  21. Şahane olmuş gönlüne yüreğine kalemine sağlık keyifle okudum sevgiler..

    YanıtlaSil
  22. Kelebekle empati yaptık sayenizde, sağ olasınız. İnsanlar bir çok alanda sadece kendi zevkleri için maalesef doğaya, hayvanlara veya kendinden başka insanlara zarar verebiliyor ve işin an can alıcı tarafı ise yaptığının farkında bile olmuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok haklısınız, bizim küçük bir hareketimiz bir başka yerde kasırga yaratıyor olabilir bence :(

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En sevdiğim renk...

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)