Vedalaşmak
Herkese merhaba! Muhtemelen bu yazıyı paylaştığımda gece 12'yi geçmiş olacak ama şu an 9 dakikası var, bu sefer makyajımı çıkarmadan blog sayfama koştum çünkü çok uykum var.
Aslında bu yazımın içeriği biraz daha farklı olacak, his defterimden bahsedeceğim ahahah. Evet, şarkılara yazılar yazmam yetmedi şimdi de defterlerim bana ilham oluyorlar. His defterimle bu yıl sürekli vakit geçirdim, bu yılın ilk his defterine her gün içimi döküyordum. O defterim kötü anılarımdan oluşuyor bu arada, tekrar açıp okumadım bile tetiklenirim diye. Çok fazla acı var içinde, acımı oraya akıttım geçen aylarda. Sonra bir ara o defterimi kaybettiğimi sandım ve çok üzüldüm. Yani acılarıma tanıklık ettiği için onunla farklı bir bağ kurmuştum, evet içi tamamen simsiyah duygularla kaplı, kayıpla ve üzüntüyle sarılıydı tüm sayfaları ama işte benden bir parçaydı; bu bile o sayfaları üzüntü dolu bile olsa değerli yapıyor. İnsan bence bu dünyadan geçtiğine tanıklık eden her insana, çocuğuna, ailesine ve belki işte benim gibi bir his defterine anlam yükleyebiliyor. İz bırakmak bizim içgüdüsel bir parçamız ama fazla gerçekçi bakarsak bu dünyadan gittiğimizde hiçbir iz kalmayacak, kimse bizi 100 yıl sonra hatırlamayacak elbette büyük bir eser bırakmadıysak -ama büyük resmen bakınca o da 200 yıl sonra eğer hala insanlık olursa hatırlanmayacak-.
İşte ben o his defterimi kaybedince çok üzülmüştüm, hatta ağladım. Sonra yeni mavi kapaklı bir his defteri ve kalemi aldım. Ona dökmeye başladım hislerimi, günlerimi, bu sefer bir tık daha umut doluydu. Ben o yeni his defterimi aldıktan sonra önceki his defterimi de buldum bu arada. Fakat bu sefer de canımı acıtıyormuş gibi hissettirdiği için ona devam edemedim. Belki de onu kaybettiğimi zannederken artık veda ettim, böylelikle hayatımın kapkaranlık bir dönemi kapandı. Mavi kapaklı his defterimle de karanlık bir dönemi yazdım ama kapkaranlık değildi en azından. Bu yıl ben durmadan yazdım his defterime, iyi geldi mi bilemiyorum ama belki de şu an bu kelimeleri bu satırlara taşıyacak gücü bulduysam belki de bunu o sağlamıştır, bunu biliyorum.
Mavi kapaklı, üzerinde kedi sembolü olan his defterime bir aydır yazmıyorum. Neden yazmadığımı bugün fark ettim açıkçası. His defterimin bitmesine son 4 sayfa kalmış, bu da bana acı veriyor. Vedalaşmak beni çok üzüyor. Evet, yeni bir başlangıç belki iyi gelir; hatta kesin iyi gelir biliyorum ama işte çok zor. Şu an yanı başımda duran defterimin son 4 sayfasını doldurup kapatmak istemiyorum. Bitmesini istemiyorum artık kimseyle ve hatta hiçbir nesneyle vedalaşmak istemiyorum.
O kadar çok istemiyorum yazmışım ki, yazımın böyle ilerlemesini de beklemiyordum. Ona veda etmeliyim, acilen de yeni bir defter alıp merhaba demeliyim. Gereklilik kipleri de biraz zorlayıcı aslında bu şekilde ifade etmeyeceğim. Mavi kapaklı his defterime birazdan veda edeceğim, çarpıcı son 4 sayfasıyla bu defter kapanacak ve yakın zamanda yeni bir his defterine merhaba diyeceğim. Böyle daha iyi hissettirdi.
Vedalaşmak evet çok zor -önceden vedalardan hoşlanırdım, hem hüzünlü hem de insanın yeni ihtimallere kapı açması için bir fırsat gibi gelirdi- ama başlangıç da bana kalırsa. Vedalaşmaların içerisinde çok fazla merhaba saklı, kendine merhaba demek, yeni bir his defterine merhaba demek, yeni bir insana merhaba demek. Değişim ve dönüşümün kapısı başka bir kapıyı kapatmaktan geçiyor.
"O zaman hoşça kal ve merhaba."
Sevgilerimle,

Acılar? Seni tanımasam da üzdün beni Roza. Acılar nedir? Bir insan neden acı çeker? Olmaz, olmaması lazım. Lütfen toparlayalım kendimizi.
YanıtlaSilVedalaşmak aslında senin liminal bir alanın ve de bir misafirin. Onu ağırlarken kendine şefkat göstermek, kendi öznenin varoluşunu yeniden kurmak demek.
Belki küçük bir yürüyüş, sevdiğin bir şarkıyı dinlemek ya da bir deftere içindekileri yazmak bu ruh hallerini daha akışkan kılabilir. Bu da senin epik hallerini gösterir. Yıllar'ın ilerledikçe geriye dönüp baktığında tüm bunların birer içebileceğin portakal sulu votkadan ibaret olduğunu anlayacaksın.
Bu arada yılbaşı mum'u çok güzelmiş, beğendim.
Bazen hayatın en ağır anlarında bile küçük bir tebessüm gizlenir. Eğer bir gün gökyüzünde bulutların şekillerine bakarken bir bulutun sana “bu yıl alkollü alkollü eve dönüp beraber çok güzel sızdık ama değil mi?'' diye göz kırptığını hayal edersen eminim yüzünde kocaman bir gülümseme belirecek.
Bu ruh halinden bir an önce çıkman için şu şarkıyı armağan ediyorum sana;
Santiano - Santiano (Official Video) ft. Nathan Evans