Sihrin En Koyu Tonu - V.E.Schwab ✽ Kitap Yorumu










KİTAP ADI: SİHRİN EN KOYU TONU

YAZAR: VICTORIA SCHWAB

SAYFA SAYISI: 400

ORİJİNAL ADI: A DARKER SHADE OF MAGIC (SHADES OF MAGIC *1)

YAYINEVİ: PEGASUS

TÜR: FANTASTİK, BİLİM-KURGU

GOODREADS PUANI: 4,07




ARKA KAPAK:

Tehlikeli Büyüler.
Her Köşe Başında Pusu Kurmuş İhanetler.
Masalsı Paralel Evrenler.

Kell nadir bir yeteneğe sahip Antari büyücülerinden geriye son kalanlardandır. Becerisi ise Kırmızı, Gri, Beyaz ve yitip gitmiş Siyah Londra arasında seyahat edebilmesidir.

Kell, Kırmızı Londra olarak adlandırdığı Arnes’te büyümüştür ve Maresh İmparatorluğu’nun büyükelçisidir. Sık sık kanlı rejim değişiklikleri yaşanan Beyaz Londra ile Londra’ların en sıkıcısı, tüm büyülerin tükendiği Gri Londra’ya gitmektedir.

Ayrıca Kell gizlice kaçakçılık yapmakta, asla göremeyecekleri dünyalardan bir parça edinebilmek için para ödemeye razı insanlara hizmet vermektedir. Bu, tehlikeli sonuçları olan bir hobidir ve Kell eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşmek üzeredir.


YORUMUM:


Aslında yukarıda yazdığım arka kapak daha uzundu fakat olayların gelişmesiyle ilgili azıcık spoiler verdiği için ben kısa tuttum. Konusu için kısaca paralel evrenler arası yolculuk yapabilen son kalan Antari büyücülerinden Kell'in Londralar arası kaçakçılık yaparken başının belaya girmesiyle yaşadıkları diyebiliriz.

Kurguda dört Londra var: sihrin hüküm sürdüğü aralarında en gelişmiş olan Kırmızı Londra, sihrin yitip gittiği sade Gri Londra(Sanırım bu bizim yaşantımıza yakın olanı), kanın ve vahşetin olduğu Beyaz Londra, kaybolup gitmiş neler olduğunu bilmediğimiz Siyah Londra.

Bu Londraların üçü hemen hemen aynı haritaya sahip olsalar da kesinlikle çok büyük farklılıkları var, yazar da bu detayları harika işlemiş. Gri Londra'da tarih 1819 olarak veriliyor başta, bu nedenle hayal ederken en azından ben hep eski tarzda kıyafetlerle düşündüm karakterleri.


Konu hakkında o kadar uzun yazdım ki ancak şimdi yorumuma geçebiliyorum. Öncelikle kitabın evrenine girmekte başta zorluk çektim. Bu belki de o sıra sınavlarım olmasından vb. nedenlerden kaynaklanıyordu bilemiyorum fakat başta yorulduğumu hissettim. Eğer benim gibi hissediyorsanız başında lütfen kitabı bırakmayıp okumayı devam edin, 100 sayfa barajını geçtikten sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız. İlk 100 sayfayı atlattıktan sonra sahneye yeni bir karakterimiz giriyor. Delilah Bard... Kendisi, okumaktan çok zevk aldığım bir karakter oldu. Kendisi bir hırsız ve normale yakın olan Gri Londra'dan. Dengesiz tavırlarıyla belki de başta bu karakter sizi itebilir ama ben genelde çatlak karakterlerden hoşlandığım için onu sevdim. Bu karakterin girişi ve kurgunun olaylarının başlamasıyla o giremediğim evrene hızlıca daldım. Zaten ondan sonra da karakterlerle birlikte ben de Londralarda dolanıyordum sanki.

Kitap ilahi bakış açısıyla yazılmıştı, böylece tüm olaylara hakim olup diğer karakterlerin neler yaptığını da bilebiliyoruz. Genelde bu bakış açısıyla yazılmış kitaplarda kopma yaşarım ancak bu kitapta bu kesinlikle olmadı. 

Kitapla ilgili en sevdiğim bir detaydan bahsetmek istiyorum size. O da Londralarda başka dillerin de kullanılması, sanırım yazar bu kelimeleri kendi oluşturmuş. Mesela Kırmızı Londra'da halk Arnesçe diye bir dili konuşuyor, sadece soylular ve kraliyet ailesi İngilizceyi kullanıyor ve İngilizce bilmek onlar için soyluluk derecesi gibi. Aynı zamanda Kell kan büyülerini yaparken özel sözcükler kullanıyor ve ben buna bayıldımm. As Athera. Büyütmek için. As Pyrata. Yakmak için. As Travars. Geçiş yapmak için. Özellikle kurgu boyu As Travarsı çok kullanıyor karakterimiz.






Yukarıda Lila karakterinin bir fanartı var, gözlerimden kalpler çıkarak koydum.:)

Lila ve Kell'in tanışmaları ve yaşadıkları baştan sona o kadar yerinde ve tadındaydı ki! Her sahnelerine de güzelce yuvarlandım. Bazı kitaplarda aşk kurgunun önüne geçebiliyor ve olaylar sapıyor ama bu kurguda sihri buram buram okuyoruz başka konular bunun önüne geçmiyor.

Kell'den de biraz bahsetmek istiyorum. Kell, Kırmızı Londra'da Maresh İmparatorluğunun yarı prensi gibi. Küçüklüğünden beri Kral ve Kraliçeyle onların oğulları Rhy ile birlikte ve kraliyet ailesinin evlatlığı. Rhy ile kardeş gibiler ve aralarındaki bağ çok güzeldi. Karakterimiz tam anlamıyla küçüklüğüne dair bir şeyler bilmiyor ve bu da ayrı bir gizem...



Ayrıca Kell'in ters çevirince değişen paltosundan istiyorum bende teşekkürler. 

Kitapta "vitari" adı verilen bir taş var ve o da adeta Yüzüklerin Efendisindeki yüzük gibi karakterleri süründürüyor. Kitabın sonu o kadar tatmin edici ve güzel bitiyor ki! Bazı yazarlar serinin diğer kitaplarının alınması için bazen sonlarda kurguya olmayacak saçma hamleler yapabiliyorlar. Bu yazarsa tadında ve güzel bitiriyor. Zaten kurgunun dünyası çok güzel, mutlaka sıradaki kitapları edineceğim ve yazarın başka kitaplarına da göz koydum. 

Lila'nın da dediği gibi "Her macera sırayla," diyelim biz de öyleyse. 

Bana sorulsa fantastik türünde okumayı en sevdiğin konu ne diye ben büyü, cadı ve sihir tarzında derim bu yüzden belki de kitabı bu kadar sevdim. Uzun zamandır fantastik doyurucu bir kitap okumamıştım. Eğer fantastik türünde okumayı seviyorsanız bu kitabı tavsiye ederimm! 

Alıntılar ve pinterestte görüp buraya attığım fanartlardan sonra spoiler kısmı bulunmaktadır. Kitabı okumayanların son bölümü geçmeleri rica edilir!

Puan kırmamın nedeni ilk 100 sayfada sıkıldığım için ve ikinci kitapta olayların daha da güzel olacağını düşündüğüm için yani 5'i ona saklıyorum, umarım hayal kırıklığı yaşamam.


Buraya kadar yazımı okuduğunuz için teşekkür ederimm! Eğer bu kitabı okuduysanız ve detaylıca konuşmak isterseniz bana mail atabilir ya da instagramdan yazabilirsiniz:))


-Sevgiyle kalın





PUANIM: ♕♕♕♕♛


4,5/5






ALINTILAR:




"Sihirsiz şehir için, Gri.
Büyük imparatorluk için, Kırmızı
Açlık içindeki dünya için, Beyaz."






"Şehrin isine ve kirine, kargaşasına ve yoksulluğuna rağmen burada Kırmızı Londra'da olmayan bir şey vardı: Değişime karşı direnç. Kalıcı olana karşı bir takdir ve bunu yapmak için gereken çaba."





"Ölmeyeceğim," dedi Lila. "Görene kadar ölmeyeceğim"
"Neyi görene kadar?"
Kızın gülümsemesi genişledi. "Her şeyi."





"Suç o kadar da karmaşık değildir," dedi. "İnsanlar çalarlar çünkü bir şey almak onlara bir şey verir. Bunu bir şey için yapmıyorlarsa üstünlük sağlamak için yaparlar. Almak, kuralları yıkmak eylemi onları daha güçlü hissettirir." 
"Peki sen hangisisin?" diye sordu Kell.
"Ben özgürlük için çalıyorum," dedi Lila. "Sanırım her ikisinden de biraz."




"Ölmekten korkmuyor musun?" diye sordu Lila'ya.
Lila bu acayip bir soruymuş gibi ona baktı. Sonra başını iki yana salladı. "Ölüm herkes içindir," dedi sadece."Ölmekten korkmuyorum ancak burada ölmekten korkuyorum." Eliyle odayı, tavernayı ve şehri gösterdi. "Olduğum yerde sabit kalmaktansa bir macerada ölmeyi tercih ederim."










 

AŞAĞIDA SPOILER BULUNMAKTADIR DİKKAT EDİNİZ




Kitap tam yerinde ve tadında bitti gerçekten fakat tam anlamıyla cevaplanmayan sorular da vardı. Mesela henüz Siyah Londra'ya gidemedik, bunun ikinci kitapta verileceğin düşünüyorum. Veee Holland'a ne oldu? Onun ölmediğini ve diğer kitaplarda da olacağı belli bence. Ayrıca Lila'nın da sihrinin olmasıyla ilgili teorilerim var. Yaniii bizi bu karakterlerle daha çok olaylar bekliyor. Umarım Lila ve Kell tekrar ikinci kitapta buluşurlar çünkü her ne kadar tadında olduğunu düşünsem ve Lila'nın yeni maceralara gitmesini istesem de bu ikilinin her sahnesinden ayrı zevk alıyorum, onları okumayı seviyorumm. 





SPOILER SONU!! 



DİĞER YORUMLARDA GÖRÜŞMEK ÜZERE, XOXO 


-ROZA








Yorumlar

  1. heeey aramıza hoşgeldiiin. gelirim ki yineee. sen de ağaç ev sohbetleri, kelime oyunu gibi etkinliklerimize katılsana, kitap okuma, film izleme gibi etkinliklerimize deee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılmayı çookçok isterim, teşekkürler <33

      Sil

  2. Bugün bana uğramışsın Rosa, teşekkür ederim. Seni takibe aldım. Blogun hayırlı olsun. Sevgiler selamlar 😊🤚

    YanıtlaSil
  3. sen de bundan sonra yazabilirsin ki beş kelime ile öykülerden, bak benim yazıda yazanların hepsi, önümdeki hafta çarşamba, üçüncü hafta, kelimeleri kendi dünyasından adlı arkadaşımız belirledi, dördüncü hafta hanife ertaş, beşinci hafta bonheur belirliycek, sen de hem her hafta yazabilirsin hem de kelime de seçebilirsin, ilerde kelime seçmek istediğin zaman söle bana, organizasyonu yapıyom da yaniii sölersiiin :)

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir kitaba benziyor. Ellerine sağlık anlatım için merak ettim kitabı parelel evren olayları hep dikkatimi çekiyor. 🌸 Sayfama da beklerim ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlgini çekiyorsa mutlaka okumalısın o halde:)

      Sil
  5. Hosgeldin demek istedim🎈 seni takibe aldim. Hersey gönlünce olsun. Sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Merhaba Roza. Ziyaretin için teşekkürler. Takipteyim. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederimm. Çokçok kalp ve sevgiler<3

      Sil
  7. heey özel bişey yapmıcaaan kii. bak yazımın yorumlarnda linkler var, 11 kişi oldu yazan, seninle birlikte 12 olcak işallah o zaman. yazının başlığına "kelime oyunu 2" dicen. bu hafta şu kelimelerle öykü yazılıyor dicen. ve öykünü yazcan hepsi bu. ben de yazımın yorumlarının linklerine koyarım senin hikayenin linkini. gelip okurlar seni deeee. bu kadarcııık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdııır, birazdan hikayemi paylaşırım o zaman. Tekrar teşekkür ederim :,)

      Sil
  8. bu kipat en sevdiğisin diyosoon yanieeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evettt! Ben okurken çok zevk almıştım ;)

      Sil
    2. pegesus çok paalıdır buuuu kırk elli lira vardıır :)

      Sil
    3. Ben trendyol indirimlerinden alıyorum sürekli ve kupon sayesinde iyi bir fiayata geliyor. Sizin de takip etmenizi öneririm. <3 Cam Şato serisini bilmiyorsanız eğer onu da kesinlikle tavsiye ederim. Harika bir kurgusu ve evreni var.

      Sil
    4. yeni yılda önce bunu okuyum, cam şatoyu da not aldım pekuuu :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En sevdiğim renk...

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)