1 Temmuz 2023

 Temmuzun ilk günü...

Bu tarz ayın ilk günü yazılarından ilk kez yazıyorum. İlklerden hem çok korkuyorum hem de yeniliği temsil ettiği için çok seviyorum. Örneğin okulun ilk günü benim için hep zor geçer, ilk sınav hep en zorudur, ilk buluşma için endişelenirim. Bir yandan "ilkler" fobisi yaşarken bir yandan da ayın ilk günlerini hep bir başka severim. Yeni başlangıçlara inanıyorum çünkü. Tüm defterleri rafa kaldırıp yeni bir defterin ilk sayfasına akıtılan o mürekkebe inanıyorum. Yeni hikayelerin varlığı beni heyecanlandırıyor evet diğer hikayelerin sonu geliyor ama bir şeylerden vazgeçmeden de daha iyisini yaşayamayız. Evet, vazgeçmemiz gerekiyor; daha sihirli bir hikaye yazmak için.

Bugün temmuzun ilk günü ve ben hayatımda daha fazla yenilik için hazırım, ilk günden korkmuyorum. Bugün uzun zaman sonra keman çaldım(böyle çaldım yazdığıma bakmayın çok iyi değilim kendimi gazlamak için "çalıyorum" yüklemini kullanıyorum). Kendim için yaptığım en güzel aktivite belki de keman çalmak. İyi çalmıyorum, hatta babamın Titanik çaldığımda bu Karayip Korsanları müziği mi dediği zamandan beri başka insanlara da çalmıyorum :( Ama kendim için çalıyorum ve bu bana iyi geliyor. En son ne zaman kendim için bir şey yaptım bilmiyorum. İyi çalmasam bile kendime çalmak ruhumda hiç bilmediğim bir parçayı güzelleştiriyor. Belki bu yazı da senin için bir işarettir sevgili okur. Başkalarının izi olmadan bir yenilik yapmaya, kendin için "sadece kendin" bir şeyler yapmaya ne dersin? Bu kahve alıp kimsenin dikkat etmediği bir kafenin en köşesine yalnız başına çökmek de olabilir, sayfalarca yazmak da... Kendimiz için yapabileceğimiz binlerce seçenek var. 

Bu arada bu yazı da bolca öksürük krizi ve on gündür onlarca kez içtiğim nane limonla yazılmıştır. Lütfen iyileşeyim artık ;(

Umarım temmuz bize bolca yıldız tozu ve güzellik getirir! 

Bugün dinlediğim bir podcastte Mevlana'dan bir alıntı vardı, daha önce okumuşumdur fakat beni bugün ayrı etkiledi. Seninle de paylaşmak istiyorum. 

"Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir." 


Çokça sevgilerimle <3




Yorumlar

  1. Bu yazın da diğer yazıların gibi çoook iyi geldi Roza <3 Seni okumayı gerçekten çok seviyorum. İyi ki yazıyorsun, lütfen hep yaz. Seni hiç dinlemedim ama buna gerek de yok. Lütfen keman çalmaya da devam et. Biliyor musun, keman çalmak benim çocukluk hayalimdi. Küçükken hadi bahanem vardı da, büyüyünce sorumluluk benden çıktı. Ailem gibi ben de üstüne düşmedim. Unuttum gitti. Ama sen şimdi keman çalıyorum deyince içimde canlanıverdi bu istek. O yüzden lütfen çalmaya devam et. Sanırım keman çalmayı öğrenmeye başlamam için geç. Ya da bilmiyorum, geç olmasa bile kendim bahane bulurdum muhtemelen. Onun yerine ukulele mi öğrensem diyorum. O da ruhuma yakın bir müzik aletiymiş gibi geliyor. Kimse için olmasa da kendim için. Kendim için bir şey yapmayı düşünmeyeli bile çok uzun zaman oldu. Kendim için yapıyorum diye düşündüğüm şeyler bile aslında bir ''yararı'' olsun diye yaptığım şeyler sanırım. Sanırım bu yüzden son aylarda çok sık hüzünleniyorum, hüzün bulutu hep peşimde. Neden bunu söyledim bilmiyorum. Ama silmeyeceğim bu kısmı. Çünkü, yine sanırım, birine söylemek istedim.
    Her neyse :) Kendine iyi bak. Çok sevgiler. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili İlkay, iyi ki bana yazıyorsun ve iyi ki varsın! Seninle birçok yönden benzediğimizi düşünüyorum bence ruhumuzun frekansı aynı şekilde çalışıyor <3 Bence keman çalmayı öğrenmen için geç değil ama ukulele de sana çok yakışır, ruhuna dokunuyorsa zaten mutlaka onu eline alman gerekiyor. Bence ilk adımı atmak hep en zor olan, bir kere denemeye başladın mı gerisinin geleceğinden eminim. Hüzün bulutlarının ardında hep güneşin olduğunu unutma, ne olursa olsun o hep orada var olmaya devam edecek; en büyük kasırgalarda bile. Bence birçok insan kendi için bir şeyler yapmayı bıraktı :( İyi keman çalmıyorum, duysan kulakların kanar muhtemelen ahahah ama kendim için yaptığım tek şey olarak düşündüğüm için önemli olan iyi ya da kötü çalmak değil galiba kendime çalmak... Hatta kötü çaldığım için başkalarına çalmak zorunda kalmamak daha da hoşuma gidiyor. Sanki keman çalarken sadece "ben" için o hiç bilmediğim parçam için çalıyorum. Başkalarının parmak izi olmadan bir şeyler yapmak, "mükemmellikten uzakta" bir şeyler yapmak iyi hissettiriyor. Bence sen farkında değilsin ama "kendin" için yaptığın birçok şeyin olduğuna eminim. Hatta bence blogun, yazıların da kendin için yaptığın ruhuna iyi gelen şeyler, hiç bırakma. Yazımı okuduğun için teşekkür ederim! Temmuzda ikimiz içinde bolca gün ışığı diliyorum. Sevgilerimle <33

      Sil
    2. Sen de iyi ki varsın. Kocaman sarıldım <3

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En sevdiğim renk...

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)