Yalnız ölmek...

 Kendimle ilgili yeni bir durumu fark ettim... Aslında belki de hep vardı da yeni açığa çıkarıyorum o parçamı, belki de kabulleniyorum. Geçenlerde bir kafede yalnız oturmuş arkadaşlarımın gelmesini bekliyordum, hasta olmam ve sürekli öksürük krizine girmem bu olayı biraz dramatikleştiriyor yalan yok. Yalnız, kendimle vakit geçirmeyi genel olarak seven bir insanım; yani arkadaşlarımla olmayı da çok seviyorum, konuşmayı vakit geçirmeyi anlamayı ve anlaşılmayı. Hatta en sevdiğim olay hiç tanımadığım bir insanla bağ kurmak, her insanın benim yoluma bir katkısı olduğunu düşünen bir insanım çünkü. Hepimizin bir hikayesi var ve bu hikayelerin oluşumunda birbirimize yol gösteriyoruz gibi geliyor. Ama bunların ötesinde kendi dünyalarımda kaybolmaya da bayılıyorum. Yani kısacası yalnızlıkla hiçbir zaman bir problemim olmadı hatta bazen onu çok sevdim. Ama o geçen gün bir boşluk hissi olarak hiç beklemediğim bir anda beni sarmaladı.

O kafede insanlara bakarken sanki üstüme kocaman soğuk hava üflenmiş gibi hissettim. Evet, hastalığımın ve öksürük krizlerimin de bu dramada elbette payı vardır. Yoldan geçen iki sevgiliyi gördüm mesela ve tuhaf hissettim. Hiçbir zaman bir sevgiliye ihtiyaç duymadım ya da bunun için çabalamadım, emek vermedim; yalan yok bazen içten içe sanki bu bir zayıflıkmış gibi hissedip kaçtığım oluyordu. Neyse işte onları görünce hiç bilmediğim bir parçam kendim için kötü hissetti. Sanki gerçekten birini hiçbir zaman o kadar sevip şans veremezmişim gibi hissettim ya da sevilmeyecekmiş gibi... 30'lu yaşlarımda yine aynı kafede oturduğum tek olduğum ve etrafımdaki ruh eşini bulmuş mutlu insanları izlediğim bir kehanet bile önüme düştü hatta. Psikolojide "kendi kendini gerçekleştiren kehanet" kavramı var. Yani düşüncelerin nedeniyle hayatın akışını, olayları kafandaki olumsuz, olumlu kehanete göre şekillendirmeye başlıyorsun. Bunu yapmak istemiyorum... Yalnız ölmek istemiyorum. Evet belki 30'larımda o kafede oturan 2 kedili yalnız yaşayan kadın olurum, bununla da hiçbir problemim yok bu arada. Fakat o hissi (aşk) hiç tatmamış olma ihtimalim beni korkutuyor. Ama belki de kimseye şans vermememin nedeni daha zamanının gelmemiş olmasıdır. Evet, herkes için bazı durumların, zamanının farklı işlediğini düşünüyorum. Kim bilir belki de 30'lu yaşlarda o yalnız kadın aşkı yeni tadacaktır. Nereden bilebiliriz ki? Bilemeyiz. Hatta 30 yaşıma kadar yaşayıp yaşamayacağımı da bilemeyiz. Bu belirsizlik hem iyi hem de tuhaf hissettiriyor. Yalnızlıkla hiçbir problemim yok, hiçbir zaman birine ihtiyaç duymadım. Ama belki de ihtiyacım varmış... 

Neyse çok uzun bir yazı oldu. Umarım yazımdan sıkılmamışsındır, genel bu konudaki hislerimi buraya dökmek istedim. Karşımda birinin olması ve bunu okuma ihtimali bana iyi geliyor. 

Sana iki şarkı bırakmak istiyorum. 

yalnız ölmek...

fourth of july (bu şarkıya bayılıyorum ve bugün temmuzun 4'ü tüm gün bu şarkıyı dinleyeceğim)

Çokça sevgilerimle <3




Yorumlar

  1. Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Son aylarda bu konudaki bakış açım değişti veya daha doğrusu genişledi diyebilirim. Bence bu daha çok hazır hissetmekle ilgili bir şey. Bu konuda dediğim gibi fark ettiğim şeyler var, belki ben de yazarım. Gerçi lafa nereden girsem onu da bilemiyorum ama ben de doluyum sanırım veya öyle bir şeyler. :) Bence hayatında birine yer açabilmek zor bir şey. Benim zorlandığım bir şey. Bu yüzden çoğu zaman bu kehanetlerde bulunurum. Bazen bunlara inanırım da. :) Oysa doğru değil. Belki de kendimize karşı dürüst olmakla başlamak en doğrusu olabilir. Ben yalnız (veya tek başına) mı olmak istiyorum, yoksa hayatımda birine yer açmak mı? Bilmiyorum açıklayamadım sanırım. Ama benim sorunum da bu. Birini kendi dünyama alma düşüncesi korkutucu. Oysa bunu isterdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Hayatımızda birine yer açma" gerçekten hiç kolay değil ya da karşımızdaki kişi bunu hak ediyor mu ? :( Maalesef binlerce düşünce, sorgulama zihnimi ele geçiriyor bu konuda. Hem birine şans vermek istiyorum hem de arkama bakmadan kaçmak istiyorum. Senin bu konudaki bakış açını detaylı okumak çok isterim lütfen yaz <3

      Sil
  2. ayolcum geçer bu düşüncelerin kehanetlerin :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En sevdiğim renk...

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)