Mücadele



 Sevgili blog dostlarım merhabalar! Umarım iyisinizdir ve hayat dinamikleri sizi zorlamıyordur. 

Buraya tekrar dönme kararı aldığım bir dönemden geçiyorum çünkü ne zaman kelimelere ve bu sayfaya sığınsam bana hep iyi geldi, hatta çoğu zaman benim gibi hisseden insanlarla buradan iletişim kurmak sanki kendimize ait bir dünyadaymışız gibi hissettiriyor. Çok zorlu bir yıldan geçiyorum, bu nedenle beni hayatta tutacak sevdiğim tüm küçük şeylere daha çok vakit harcamaya karar verdim. Özellikle buradaki eski yazılarımı okumak bana iyi hissettirdi, sanki geçmişteki ben gelip beni düştüğüm yerden kaldırmak için kelimeleriyle uzandı. 

Her zaman umut dolu bir insan oldum, belki romantik bir kişiliğe sahip olduğum içindir ama bu yıl benden bunu da götürdü. Genelde burada yazmayı hep sevdim ama yazacak kadar ne umut dolu bir dönemden geçiyordum ne de beni yazmaya itecek bir ilhamım vardı. Ama artık bu sayfaya ihtiyacımın olduğunu fark ettim. Belki de umuda ihtiyacım vardır ve dönüm noktalarıma eşlik eden kelimeler beni çağırmıştır, kim bilir?

Sadece uzun zamandır dipteydim, yaklaşık 11 aydır hayatımda bir kere bile güneş doğmadı yağmurlar da bir türlü dinmedi. Eski yazılarımı okurken en çok yağmurlu havaları sevdiğimi ve hüznün metaforunu bu şekilde yaptığımı fark ettim, bu da farklı bir ironik nokta maalesef. Son 11 ayda değiştim, dönüştüm ve maalesef ki hala daha bir fırtınanın içinde mücadele ediyor gibi hissediyorum, yeni hayat dengelerim oluştu, kişiliğim değişmeye başladı, olgunlaştım, mezun oldum ve yetişkinlik dönemi bir anda omuzlarıma çöktü. Tüm bunlar beni zorluyor elbette ama belirsizliğe tahammül göstermeye çalışıyorum, başlığa mücadele yazmışım ama işin aslı mücadele de etmiyorum sadece sürükleniyorum. Kendi içime tutunmaya çalışmayı çok isterdim fakat iç dünyam da dış dünyam kadar yağışlı o nedenle tutunacak az şeyi olan bir insana dönüştüm. Kelimelere, kemanıma, kalan aileme, yakın dostlarıma ve mesleğime tutunmaya çalışıyorum. Böyle sayınca çok gibi geldi evet ama bir fırtınanın içinde olan insan için artık bazı şeyler yetmiyor; doyumsuz birisi olduğum için değil tam aksine her zaman küçük şeyler benim ruhumu beslemeye yetti. Sadece geçirdiğim ayların ağırlığını taşıyorum. Saçlarıma bile bu yıl üç beş tane beyaz tel saç eşlik etti -bu arada çığlıklarla karşıladım başta onları- fakat sanırım beyaz saçları da seviyorum bana kendi mücadelemi ve büyümeyi hatırlatıyorlar. 

Bir iç dökme yazısı oldu, aslında daha umut dolu olmayı isterdim ama yazdığım gibi hala daha fırtınanın içinde hissediyorum kendimi ama fırtınanın bir noktada biteceğini de biliyorum. Bitmesini istiyor muyum? Bilmiyorum. 

Şu sıra taşınma stresi içindeyiz, yeni bir düzen ve yine bir belirsizlik zorlayıcı fakat yine yazdığım gibi belirsizliğe tahammül gösterme mekanizmamı geliştirmem için de iyi bir fırsat. Belki de yeni bir ev güzel bir başlangıç olur, umarım öyle olur. Çünkü iyi olaylara, umuda, tutunmaya çok ihtiyacım var.

Beni okuduğun için teşekkür ederim, iyi ki varsın.

-Sevgilerimle 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unutulan Bir Kasım Günü ✽ Kelime Oyunu 4*

Kül Prensesi - Laura Sebastian ✽ Kitap Yorumu

KELİME OYUNU 2*