Hissizlik / Kelime Oyunu 18*

 


HİSSİZLİK

Güneş tüm varlığıyla gökte kendini belli ederken ufak bir kalabalık mezarlıkta toplanmıştı. Kalabalığın ilgi noktasındaysa tek bir kişi vardı, herkes mezarlığa bakmak yerine daha yeni ölmüş adamın kızına bakıyordu. Kız üzerindeki buruş buruş siyah elbisesi ve ayağındaki siyah topuklularla güneşin sıcağına soğuk bir duruşla tepki gösteriyordu adeta. Kırmızı ruja bulanmış dudaklarında acımasız bir tebessüm ev sahipliği ediyordu. Mavi gözleri delirmiş gibi babasının mezarlığına bakıyor arada güneşe dönüyor adeta onun ışınlarına nefret eder gibi karşılık veriyordu. 

Kalabalık işte bu nedenle kızı şaşkınlıkla izliyor onun delirdiğini düşünüyordu. Kızın kendi aralarında fısıldaşan akrabalarının sesi ona ulaşsa bile kız dönüp de ne onlara selam vermiş ne de bir kere olsun bakmıştı. Kız en sonunda bakışlarını teker teker insanlara çevirdi. Sırayla hepsine buz gibi baktıktan sonra mezarlığın çıkışına ilerledi. Bu sefer kalabalığın eleştirici sesleri daha da arttı, kıza artık ayıplayan bakışlarla, kınayan gözlerle bakıyorlardı. 

Kız kırmızı rujunu elinin tersiyle sildi eli kırmızıya boyandı. Kendini yola attı, sımsıkı tuttuğu siyah çantasına adeta sarılmıştı ve topuklu ayakkabılarının sesi yankılanarak yola egemen oluyordu. Zamanın nasıl geçtiğini düşünemiyordu bile. Sadece yürüdü ve yürüdü. Tek bir his bile barındıramıyordu içinde, sanki o yalnızca yürümekten ibaret bir yaratıktan başka hiçbir şey değildi. Bir yandan da biliyordu eğer düşünmeye ve ardından da hissetmeye başlarsa zamanın korkunç kabusunda bir yolculuğa çıkacak, asla da uyanamayacaktı. 

Nasıl olduğunu bilmeden kendini bir alışveriş merkezine girmiş buldu kız. Ardından da insanların ona attığı tuhaf bakışlara aldırmadan lavaboya girdi. Burada tek başınaydı, aslında hep tek başınaydı. Aynadaki yüzüne baktı hızlıca. Kırmızı ruju çenesine bulanmış ona korkutucu bir görünüm vermişti. Gözleri kocaman açılmıştı ve saçları darmadağındı. Yüzünün değişmeye başladığını gördü. Yine kendi yüzüydü ama bu sefer konuşuyor, ona fısıldıyordu. Zamanın kıyısından beri hep aynadaki bir başka kendisiyle baş başa kalmıştı zaten. Genelde şöyle diyordu kendisine çok benzeyen bu yaratık: "Yine uçurumun kıyısındasın. Her zamanki gibi yine yıkılmış bir haldesin. Sonun kendi ellerinden olacak." Kız duymamak için kulaklarını kapattı ama yine zihninde kendi zehirli sesi yankılanmaya devam etti. 

Sonra aynadaki yüzünün tekrar değişmeye başladığını gördü. Kendi yüzünün aynadan hakaretler savurmasına alışkındı ama bu değişen karanlık yüz ilk defa oluşmuştu. Aynadaki yeni yüz daha kötü kelimeleri kullandı kıza karşı. Kız bu sefer aynadaki yüzden uzaklaşarak geriye doğru adım atmaya çalıştı.

"Sen hep başarısız oldun. Çok çirkinsin. Senden nefret ediyorum. Aynı annen gibi aşağılıksın. Yaşamayı hak etmiyorsun."

Kız sanki aynadan çıkıp ona zarar verecekmiş gibi korkuyla yüzünü kapattı. Sadece artık tüm seslerin susmasını istiyor, o hissizlik denizinde tekrar yuvarlanmayı diliyordu. Çantasını aynaya doğru attı. Ayna paramparça oldu. Kız yaslandığı duvardan yere oturdu, bacaklarını kendine sararken hıçkırarak ağlıyordu. 

Aynadaki yüz babasıydı ve kız bu sefer izin vermemişti. 

"Bu sefer izin vermedim baba. Beni mahvetmene izin vermedim." diyerek fısıldıyordu kız. Ardından da dakikalar sonra ayağa kalkabildi. Göz yaşlarıyla mahvolmuş makyajını temizledi sonra ise dudaklarına kan kırmızısı rujunu hissizce tekrar sürdü. Soğuk gülümsemesini takındı yine. Bitti diye düşünüyordu içinden sürekli. Bundan sonra mezarlık hissizliğinde olacak kimsenin onu yenmesine, mahvetmesine izin vermeyecekti; bu kendisi bile olsa. Artık asıl yaratık ölmüştü, şimdiyse içindeki susmayan yaratıktan kurtulma vaktiydi.



*

Merhaba! Uzun zamandır kelime oyunu etkinliğine katılamıyordum derslerim nedeniyle fakat bu kelimeleri görünce de dayanamayıp biraz fazla uzun bir şeyler karaladım. Çok hoşuma gitmedi, içime de sinmedi ama bu haftanın kelimelerini boş geçmek istemedim. Umarım siz severek okumuşsunuzdur. 

Bu hafanın kelimelerini de Sessiz Gemi seçmiş onun yazısına da buradan ulaşabilirsiniz. Kelimeler: soğuk, yaratık, güneş, his, zaman


-Sevgilerimle

Yorumlar

  1. oleeey oleeey oleeey gelcem okumaya, çok sevindim, ah yaa sen çok güzel ve etkileyici öyküler yazdın hep bu etkinlikte, yakında sen de 5 kelime ver tamam mıııı :)

    YanıtlaSil
  2. Karakterin ruh halini hissedebildim. İçine düştüğü durum neyse bundan azimle çıkacak gibi görünüyor. Betimlemeler iyiydi. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, pek içime sinmeyerek attığım bir yazı oldu. Beğenmenize çok sevindimm ❤

      Sil
  3. Kalemine sağlık. Güzel olmuş. Düştüğü yerden zorlukla da olsa kalkabilen güçlü bir karakter... Sevdim. 😍

    YanıtlaSil
  4. O cümle...
    Neden bilmem aklıma en kötü ihtimali getirdi.
    Aynalar hep gülsün bize. Biz ona gülmesek bile.

    YanıtlaSil
  5. merhaba selamlar, iyi bloglamalar :)

    YanıtlaSil
  6. Mezarlıktaki kadın figürü benim için okumaya değer bir heyecan, babasını sevmiyor olmalı. Babasını da kısmen zihnimde canlandırıp kızına kötü davrandığı günleri gördüm. Tabii okuduklarımı yanlış anlamadıysam. Hikayenin gidesi varmış. Alışveriş merkezine gidip ayna karşında son bulmasını ümit etmezdim. Tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle doğru anlamışsınız babası hakkında. Ben de aslında hikayenin oraya doğru kaymasını beklemiyordum. Sanırım karakterin kendi iç hesaplamasını yapması gerekiyordu, hikaye böylece sürüklendi. Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için <3

      Sil
  7. Teşekkür ederimmm, beğenmen benim için çok değerli <3

    YanıtlaSil
  8. Tek kelimeyle bayıldım. Kelime seçimlerin ve anlatışın çok güzel. Öyle başlayıp öyle bitirmişsin ki öncesi ve sonrasını da hayal edebildim. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Sevgiler <3

      Sil
  9. kız ve babası ve ayna, ya ben gerilim hissiyle okudum, biraz gerildim biraz da üzüldüm kıza, çok iyiydi yine hayal gücün :) baksan ya, yine böyle gibi benzer bir hikayen vardı senin, kız, ayna, değil mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveeet, ayna metaforunu seviyorum galiba :) <3

      Sil
  10. ayy başlangıçta gözlerimin dolmasına hazırlanıyordum hüzünlü gidecek gibiydi ama sonra psikolojik gerilime dönüştü kıza üzüldüm babasına kızdım çok trajik bir öykü olmuş başarılı bir anlatım kalemine sağlıık :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En sevdiğim renk...

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)