Kargalar Meclisi / Six of Crows - Leigh Bardugo / Kitap Yorumu

 Kargalar Meclisi

Yazar: Leigh Bardugo

Orijinal Adı: Six of Crows #1

Yayınevi: Martı yayınları

Tür: Fantastik, Genç Yetişkin

Sayfa sayısı: 527

Goodreads Puanı: 4,44

ARKA KAPAK:

İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bir mahkûm. Bahis düşkünü bir keskin nişancı Ayrıcalıklı hayatını geçmişte bırakan bir kaçak, Hayalet ismiyle tanınan bir casus Hayatta kalmak için sihir kullanan bir cellat Ve hepsini bir araya getiren kaçış uzmanı bir hırsız, 6 Tehlikeli serseri 1 Imkânsiz görev. Bu ekip büyük bir felaketi önleyebilecek tek seçenek, tabii önce birbirlerini yok etmezlerse.

KARGALAR MECLİSİ KİTAP YORUMU:

"Bir kumarbaz, bir mahkum, asi bir evlat, kayıp bir Grisha, katil olan Sulili bir kız, katilden de kötüsü olan Fıçılı bir çocuk." 

Öncelikle konusundan kısaca hemen bahsedeyim. Kurgumuz Grishaverse evreninde bu sefer Ravka yerine Ketterdam'da geçiyor. Jurda parem adında bir ilaç Grishalara üstün yetenekler kazandırırken onları hem birer köle hem de bağımlı hale getirmektedir. Jurde paremin mucidi grishaysa Fjerdalılar tarafından kaçırılmış Buz Sarayı'nda(Fjerdalıların en yüksek düzey hapishanesi) tutulmaktadır. Van Eck adındaki zengin tüccarsa Ketterdam'ın en azılı ve zeki suçlularından biri olan Döküntüler çetesinin lideri Kaz'a o grishayı Fjerdalıların elinden kurtarması için bir teklifle gider. Böylece de Kaz baya iyi bir miktar krugeye kendi ekibini oluşturmaya karar verir. Bu ekipte de birbirinden tamamen farklı 6 harika karakter yer alacaktır. Bu ölümcül görevde karakterler birbirlerini daha iyi tanırken onları beklenmedik olaylar bizi de fazlaca ters köşe ve akıl oyunları beklemektedir. 

Elimden geldiğince kelimeler yettiğince çok spoiler vermeden konuyu anlatmaya çalıştım. Kitap ilahi bakış açısıyla yazılmış ve biz her karakterden bir bölüm okuyabiliyoruz böylece de hepsini yeterince tanıma ve anlama şansımız oluyor. Başlangıçta özellikle ilk 100 sayfada belki de karakter fazlalığından kaynaklı kitaba girmekte karakterlere alışmakta zorluk çektim. Inej hariç... Onu kurguya girer girmez direkt sevdim ve ilk sevdiğim karakter o oldu. Ben kurgularda okurken karakterlerin tanışmasını ya da yaşadıklarını okumayı seviyorum, buradaysa karakterler birbirlerini önceden tanıyorlardı. Başta bu nedenle de içine tam giremeyip alışamadım fakat kitabın ikinci yarısında hepsinin tek tek geçmişlerine inildikçe tanımaya başladıkça adeta ailem gibi oldular, sayfalar çabucak geçti. En güzeli de hiçbiri kusursuz karakterler değildi. Kusurları olan karakterleri seviyorum ve onları daha gerçekçi buluyor, kendime yakın hissedebiliyorum. İşte Kargalar Meclisinin bana geçen en güzel yanı da karakterleri oldu. Yazar daha önce Grishaverse kurgusunda beni etkileyememişti, gerek karakterler olsun gerek kurgu olsun yetersiz bulmuştum. Buradaysa kesinlikle kendini aşmış. 

Grishaversede Ravka ve Grishalar harici kurgu evreninin diğer unsurlarını tanıma fırsatımız olmamıştı. Kargalar Meclisinde Fjerdalılar, Kerchler, Shular hepsinin kültürüne ait ögeleri öğrenebiliyor ve detaylara inebiliyoruz. Belki de karakterlerimizin bu ülkelerin bir karması olması bunda en önemli etken. Bu kitabı okurken yazar keşke Grishaverse karakterlerini de aynı böyle işleseydi dediğim çok an oldu. Kaz, Inej, Matthias, Nina, Jesper ve Wylan; neredeyse hepsinin özelliklerini ve zaaflarını öğrenebilmek karakter gelişimlerine tanık olmak muazzamdı. Hepsi kendi içinde kusurları olan karakterlerdi ama bir araya geldiklerinde adeta puzzle parçaları gibi birleşip harika bir ekip oldular. Sahnelerinde hem güldüm hem eğlendim hem de yaşadıklarına mahvoldum. 

Kurgu evreni Grishaverse döneminden iki yıl sonrasını falan anlatıyor bu nedenle de öbür kurgudan izler bulabiliyoruz ve okumadıysanız spoiler içeren çok şey var. Grishaverse serisini okumadan da bu seriye geçebilirsiniz ama ben kurgunun daha rahat oturması için okumanızı tavsiye ederim.

Şimdi karakterlerden kısaca bahsetmek istiyorum. 

Inej'den bahsetmek istiyorum ilk olarak çünkü kurguda ilk onu sevdim. Hatta bu sevme olayı da direkt ilk sahnesiyle gerçekleşiyor. Sulili karakterimiz namı diğer Hayalet bir ip cambazı ve bıçaklarıyla harikalar yaratıyor. Okuduğum en güçlü kadın karakterler listeme girdi bile ve kendisine de aşık oldum itinayla. 

Kaz Brekker karakterine karşı başlangıçta pek bir şey hissedememiştim, fazlasıyla gizemli gelmişti. Fakat yaşadıklarını, geçmişini ve çocukluğunu öğrenince düşüncelerim tamamen değişti. Bu karakter çok özel ve okuduğum diğer karakterlerden kesinlikle çok farklı. Travmaları, yaşattıkları ve zekası... Bir bastonunun olması ve topallaması bile bence onu diğer karakterlerden ayırıp özel bir paketin içine koyuyor. Hatta yazar bunu yazarken kendisinden ilham almış ve bu benim çok hoşuma gitti. Kusursuz karakterleri sevmediğimi söylemiştim ve Kaz kesinlikle kusursuz değil bu nedenle de ona aşık olmuş bulunmaktayım. Ayrıca zekası, akıl oyunları zaman zaman beynimi yaksa da kitabın sonunda karakterler kurtulamayacak bir duruma geldiğinde "Kaz'ın bir planı vardır kesin." demeyi başarttı. İdama dakikalar kala sizi ipten alacak bu karakterle tanışmalısınız diyorum!

Kaz Inej sahneleri ayrıca benim için çok özeldi. Karakterler arasındaki o bağı buram buram hissettim. Konuşmadan sadece bakıştıkları sahnelerde bile okurken ellerim falan titredi, öyle bir ikili... 

Veee gelelim Nina ve Matthias'a... Bu iki karakteri ayrı ayrı anlatamayacak kadar iç içeler benim gözümde o yüzden onları birlikte anlatmak istiyorum. Aralarındaki nefret-aşk ilişkisi, tutkuları ve zıtlıklarıyla her şeyleriyle çok güzellerdi. Başlangıçta Matthias'a anlam veremezken geçmişlerine indiğimiz zaman her şey oturdu ;( Fjerdalı Grishaları avlayan bir Drüskelle ile Grisha olan bir Corporalki arasındaki ilişkiyi okumak bana çok zevk verdi. 

Diğer iki karakterimizse Jesper ve Wylan... Jesper'ı çok sevmişken Wylan'ı bu kitapta çok tanıyamıyoruz çünkü onun düşüncelerini içeren bir bölüm yok Kargalar Meclisinde. Ama Sahte Krallıkta Wylan bölümleri de bulunmakta. 

Ben Leigh Bardugo'nun oluşturduğu bu dünyayı çok sevdim. Her kültürün atasözlerini, geleneklerini, yöresel kıyafetlerini vs. okumak bana çok zevk verdi. Kısacası kitaba bayıldım! Kurgu olaraksa bence gerçekten çok iyi işlenmişti ben her ne kadar planları başta anlamayıp olaylar gerçekleşince anlamaya başlasam da akıl oyunları çok iyiydi. 

Karakterlerle aramda bağ oluşunca ve onları ailem gibi görmeye başladığımda kitabın benim hayatıma bir anda kötü bir etkisi oldu. Gerçek hayattan koptum! Sanki Buz Sarayına onlarla birlikte bir maceraya atılmış gibiydim, sürekli karakterleri onların neler yapacaklarını falan düşünmeye başladım. Kitabın böyle bir yan etkisi de var okumayanlara duyurulur! 

Bence siz de fantastik tarzda kitapları seviyorsanız ve iyi işlenmiş bir kurgu, harika karakterler okumak istiyorsanız mutlaka Kargalar Meclisini sepetinize eklemelisiniz! Yazarın diğer serisi olan Grishaverse okumadan da seri anlaşılır ama bence o evreni daha iyi anlamak adına o seriyi de alabilirsiniz.

Yarın da dizisi çıkacak bu serinin bu nedenle de heyecanlıyım. İyi ki hemen okudum diyorum! Umarım Grishaverse nedeniyle Kargalar ekibi harcanmaz ve dizide daha fazla görürüz. İki kurgunun da zamanları uyuşmadığı için biraz daha farklı şeyler olacak gibi görünüyor o nedenle de castı çok iyi olsa da kafamda kitaptan bağımsız fantastik bir dizi olarak değerlendireceğim. Aşağıya kısa bir spoilerlı yorum bırakacağım aman dikkatli geçiniz!

Not: İlk fotoğraf hariç diğer fanartlar pinterestten alınmıştır.

PUANIM: Kuyruklu Yıldızlı 5/5 🌠

!

Spoiler içeren kısım!

Sonda Inej'in kaçırılmasını krizler geçirerek okudum nitekim hemen elime ikinci kitabı alıverdim. Kaz'ın zaafının Inej olması ama bunu belli etmemeye çalışması mahvetti beni... Van Eck'e de en güzel sövgülerimi yolluyorum. Nina'nın sonda jurda parem kullanmasıysa kurguyu baya farklı bir yöne taşıdı bence :( 

Buz Sarayında o kaçtıkları sahnede deli gibi eğlendim, hatta böyle kafamda canlandı bir film karesi gibi o sahne. Ketterdam'da tüm karakterlerin waffle yiyip eğlendiğini, kimse mahvolmadan kurgunun serinin bitmesini diliyorum.

!

Sevgilerimle, 

-Roza