En sevdiğim renk...



Merhabalar :) Bu yazımı çokkkk önceden yazmıştım taslaklarda kalmasını istemediğimden de paylaşmaya karar verdim. Kim bilir belki üç yıl önce yazdığım kelimeler tam şu an başka birinin ruhuna dokunur ve belki de buna ihtiyacı vardır. <3 Sevgilerimle. 

En sevdiğim renk... 

Ben kimim?


Bu soru uzun zamandır aklımın her bir köşesinde ufak adımlar atıyor ve artık dans etmeye başladı, böylece de yaşam alanımı işgal edip onu izlememe neden oldu. Şu sıralar sadece 'ben kimim' sorusunun harflerinin zihnimde dansını izliyorum,

Hepimizin hayalleri var. Doğumumuzdan şu günümüze kadar bize hep ulaşmayı istediğimiz şeyleri süslememiz onu daha istenilir kılmamız öğretildi. Çocukken bir oyuncak ya da uzaktan kumandayla çalışan bir arabanın peşinde koştuk ve sonra ne yazık ki büyüdük. Hayallerimiz değişti... Önce iyi not almanın, diğerleri-aile, arkadaşlar belki de öğretmen- tarafından takdir edilmenin yolunda yürüdük .Ama bunlar kendi isteğimizle peşinde koştuğumuz bir oyuncak bebek yahut uzaktan kumandalı bir araba değildi, hepimiz hayatı yaşama kurallarında bize verilen o listenin yanına tik atma uğraşına girdik. Kimimiz kendisine yeni listeler oluşturdu, kimimiz ona verilen listeye uydu. Yeni liste oluşturanlar bile birkaç maddeyi ona verilen eski listeden aldı. Aslında o bile gerçekte kendi hayatına tam bir liste oluşturamamıştı. 

Kendimi ilk ne zaman sorgulamaya başladım diye sorduğumda cevap bana iyi hissettirmese de bir şeyleri yapmaya başladığımı fark ettiğimde oldu. Mesela ben hep çevremdeki herkese karşı kibar olmaya şartlandırıldım. Birileri sana kaba davransa bile sen ona iyi davran gibi saçma bir felsefeyle adım attım. Kimi zaman arkadaş çevremde yüzümde bir maske vardı, tabii maske o kadar yapışmıştı ki bazen kendi benliğimin aslında o olduğuna emin oldum. Bazen evde yeni bir maske taktım ve yalnız kaldığımda hala o maske kaldığı için onun benim esas kendim olduğunu zannettim. İşin aslı ben kendi hayallerim ve şu anki benliğimin oluşmasında başkalarının parmak izlerini görüyorum. Belki ailem belki arkadaşlarım belki de sokakta yanlışlıkla bana çarpan herhangi birinin parmak izi.

Kişiliğimizin şekillenmesinde başkalarının elinde oyun hamuru olmadan önce biz özümüzde kimiz? 

Ben belki de iyiliğe şartlandırıldığım için iyi olan içinde her şeyin özünde canavar biriyim ya da tam tersi. Arkadaş ilişkileri, aile ilişkileri ve yemeğe gitmek için seçtiğimiz mekanda bile o parmak izleri peşimizi bırakmıyor.

Benim en sevdiğim renk mavi, bana özgürlüğü hissettirdiği ve içimde o bilmediğim yerlere dokunduğunu hissederim. Bunun dışında kalan her şeyde parmak izleri görüyorum, doğmaya başladığımızdan beri belki az bile olsa hepimiz o parmak izlerine sahibiz. Önemli olan kendi parmaklarımızın izini ne kadar hayatımıza sürebildiğimiz. Yaşamanın amacı belki de sadece bunu bulmaktan geçiyordur ya da anlamaktan. Kendi parmak izlerimi hayatıma sürmeye çalışıyorum. İyi ve kötü, bu tür değer yargılarından arınmış asıl kimliğimi tanımak istiyorum.


Peki ya sen? Sen aslında kimsin? Senin içinde de sakladığın kendilerin yahut maskelerin ya da hiç olmadı birkaç kişinin parmak izleri var mı?


Biz, evet sen ve ben belki de en sevdiğimiz renkten ibaretizdir. Belki de şu koskoca hayatında sana ait olan tek ve özel şey en sevdiğin renktir.


Umarım bir gün bulabiliriz, ne olduğumuzu ve niçin doğduğumuzu.


Yorumlar

  1. yeeeey hoşgeldiin pembe mavi :)

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle şaşkınım :) Çünkü tam da bugün Ben Kimim başlıklı bir yazı yazmıştım. Gerçi yazılarımızın içeriği birbirinden bağımsız, ben dümdüz ben kimim bunu anlattım :) Ama o ilk cümleyi okuyunca biraz şaşırdım :) Yazını iyi ki paylaşmışsın. Seninle çoğu zaman benzer şeyleri düşünüyor, en azından benzer pencerelerden bakıyoruz yazdıklarından gördüğüm kadarıyla. Parmak izi tanımlaman da ne doğru ve düşündürücü. Daha önce yazdığımız yazılar bugünkü bize iyi gelebiliyor. Bazen başkasının kelimeleri de bize çok iyi geliyor. Seninki de bana iyi geldi. Hep yaz. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kelimelerim sana sarıldıysa ne mutlu bana! Seninle farklı satırlarda aynı hisler içerisindeymişiz gibi, farklı kelimeler aracılığıyla yapıyoruz bunu sadece fakat birleştiğimiz hislerimiz ortak. Bu dünyada da en güzel şey hislerinin benzerini yaşayan, seni gerçekten anlayan insanlarla rastlaşabilmek. İyi ki seninle rastlaştık satırlarda <3 Hemen yazına koşuyoruum

      Sil
  3. arada bir yorumlarımız spama düşüyor, bakıver aradaa :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)