O kemanı çalmaya devam et.

 


Sürüklenmek...

Uzun zamandır sürükleniyormuşum gibi geliyor. 

Ben ölümden korkuyorum sevgili okur. Olay belki de ölüm değil tam olarak yaşayamamaktır bilmiyorum. Ya yeterince çok yaşamadan, arkamda bir iz bırakmadan şu koca dünyaya ufacık katkım olmadan gidersem. Kimse bir gün hatırlamazsa beni ya? Mezarıma beyaz ya da mavi güller koymaya bir gün kimse gelmezse... Ya da bunu sevdiğim bile kimsenin aklına gelmezse. 

Tüm bu korku beni kendimden çıkarıyor. Benliğim sürükleniyor, yaşayamamaktan o kadar çok korkuyorum ki her gün "çok" yaşamaya çalışıyorum ama bazen çok yaşamak asıl yeterli olmayanmış. Ben ne kadar çok yaşarsam kendimden de o kadar "hiç" oluyorum. 

Olay çok ya da hiç yaşamak değil. Yalnızca yaşamak... Tüm acılara rağmen yaşamak. Kimsenin seni hatırlamayacağı gerçeğini kabullenip yaşamak. Bence küçük de olsa dünyaya iz bırakmışızdır. Bu yetmez mi bize? Mavi ya da beyaz gülleri kimse hatırlamasın, biz kendimize alalım yetmez mi? Biz kendimize yetmez miyiz? İşte uzun zamandır bunları sorgulama döneminden geçiyorum. Yaşanan stres, olaylar her şey kocaman bir kaostaymışız gibi hissettiriyor, biz de o kaosta gemi batarken keman çalan sanatçılara benziyoruz. Her şey yok oluyor fakat çalmaya devam ediyoruz eğer bırakırsak işte o zaman asıl kıyamet kopacak. O kemanı çalmaya devam et, sevgili okur... 


Çokça öpücük kalpler çiçekler

-Sevgilerimle

Yorumlar

  1. Zaman zaman hepimiz bu çıkmaza giriyoruzdur. Bana iyi gelen yazmak, hayalini kurduğum şeyleri karakterler üzerinden yaşamak belki de... :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En sevdiğim renk...

Ait hissedememek

İç Dökme (Çok da önemli olmayan bir yazıdır.)