Şiirimin Her Kelimesi - Tamara Ireland Stone / Kitap Yorumu

Şiirimin Her Kelimesi - Tamara Ireland Stone

Tür: Genç Yetişkin

Goodreads Puanı: 4,26

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Orijinal Adı: Every Last Word

“O gördüğün şey... O ben değilim.”

Sam, çocukluğundan beri en yakın arkadaşları olan “Çılgın Sekizler” grubuyla istese de artık yakın olamamaktadır. OKB’si nedeniyle durduramadığı endişeleri ve karanlık düşünceleri onu ele geçirmektedir. Arkadaş grubuylaysa kendini iyi hissetmeyerek Samantha’ya dönüşmektedir. Bir gün Caroline adında kendisi ve takıntılarına karşı tamamen ters ve farklı bir kızla tanışır. Caroline onu birbirine kenetlenmiş bir gruptan oluşan Şairin Köşesi‘ne götürür ve böylece Sam kendini kelimelerde keşfedecektir.

•

İlk olarak bana bu kitabı öneren ve seveceğime kesinlikle inanan @salutececilia ya çok teşekkür ederim. Kesinlikle beni tanıyorsun ve beni bu hislerle tanıştırdığın için ne desem az kalır. ✨
Şiirimin Her Kelimesi hakkında ne yazacağımı bilmiyorum. Sadece o kadar sevdim ki! Her şey o kadar gerçekçiydi ki! Sam’in takıntılarında ve yaşadıkları olayların her bir anında kendi anılarıma daldım. Kitap aynı zamanda hassas daha birçok konuya değiniyor, gerçek hayatta bizim yaşadığımız ya da şahit olduğumuz belki de farketmeden bir başkasına yaşattığımız çoğu şeyi içeriyor. Okurken sürekli evet böyle bir an yaşadım ya da evet böyle bir ana şahit oldum ya da bunu haberlerde görmüştüm moduna giriyor insan çünkü kendi okul hayatımızın bir başka versiyonunu bize sunuyor. Önemsemediğimiz küçük olan o detayların aslında bir başkasının hayatını tamamen mahvettiğini ya da farkında olmadan arkadaşlarımıza psikolojik olarak zarar vermemiz ya da tam tersi çok yakın arkadaşımızın belki o bile fark etmeden bize mobbing uygulaması ve bunu bir sonuca ulaştırmakta gücü bulamamamızı içeriyor. Toksikliğin sadece sevgililik ilişkisinde değil arkadaşlık bağlarında da bulunabileceğini ve böyle bir şey hissettiğimizde çok zor bile olsa artık kendi adımlarımızı atmamız gerektiği mesajını da veriyor. Zorbalıklar, yaptığımız hatalar, dışlanmışlık hissi, yola devam edememe, kaybolma, düşüncelerin asla susmaması... Tüm bunları yaşatırken aynı zamanda Şairin Köşesiyle yeni bir soluk veriyor. Her bir şiirin yaşamın bir uzantısı olması, her bir karakterin bizden olması çok etkileyiciydi. 

Sam sanki bekleme odasında “In the deep” listesinden bir şarkı dinlerken ben yanı başında kulaklıklarından birini takmış gibiydim ya da Şairin Köşesinde turuncu koltukta otururken AJ’nin çaldığı gitarın notalarını hissettim. Hele ki Sam ve Caroline arasındaki o dostluk... Belki de hepimizin bir Caroline’a ihtiyacı vardır.

 Kurguda öyle bir şey var ki 100’lü sayfalarda tahmin ettim ve maalesef tahminim doğru çıktı ama bu yine de duygulanmama engel olamadı. • Sam’in hikayesi ve diğelerinin hikayesini okumayı kesinlikle çok sevdim! Küçükken beni en mutlu eden anlarım yüzme kursunda olduğum zamanlarımdı çünkü ben de Sam’in hissettiklerini hissederdim ve bu yüzden de çok bağlandım karaktere. O havuzun içinde sadece kendinle baş başa kaldığın anlar, en derindeyken tüm seslerin kesilmesi sadece uğultunun kalması, bu yoğunluğu sadece benim hissettiğimi zannederdim ve Sam’i okuyup yalnız olmadığımı bilmek iyi hissettirdi. Ayrıca yazar yakınında OKB’si olan birinden de ilham almış belki de kitabı bu kadar gerçekçi yapan bir etken de budur. Karakterin üç takıntısı ve kitabın adının da üç kelimeden oluşması ve daha birçok güzel detay bulunduruyor içinde. Sam’in AJ ile olan o güzel, sağlıklı ilişkisini çok sevdim. İkisinin birbirini anlaması kelimeler aracılığıyla kurdukları o bağ harikaydı.

 Şiirimin Her Kelimesini kesinlikle tekrar tekrar okumayı düşünüyorum ve ilham olabileceğini. Sadece kötü bir dönemdeyken okumamanızı tavsiye edebilirim bunun dışında bence herkes bu kitabı bir kez okumalı ve kendisiyle yüzleşmeli. Umarım biz kendi sarı defterimizin tüm sayfalarını kelimelerle süsleriz, kırmızı defter bizden uzak durur✨

Kuyruklu yıldızlı 5/5🌠